Biga Sanayici ve İşadamları Derneğinin düzenlemiş olduğu ’KRİZİN NERESİNDEYİZ’ konulu konferans yoğun bir katılımla(Yaklaşık 650 katılımcı) Biga Belediyesi Kültür sarayında gerçekleştirildi.
İlk Sözü BİSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Şerif ENGİN alarak,
‘ Sayın Kaymakamım saygı değer belediye başkanlarım sayın dekanım değerli öğretim görevlileri, BİSİAD’ ın değerli üyeleri, sivil toplum örgütlerin değerli başkan ve yöneticileri,sevgili öğrenci arkadaşlarım saygıdeğer konuklar , Biga Sanayici ve İşadamları Derneği olarak Türkiye’ nin genel Ekonomik durumunu konuşmak amacıyla düzenlediğimiz konferansımıza hoş geldiniz,diyor sizleri saygıyla selamlıyorum. BİSİAD Yönetim Kurulu olarak önem verdiğimiz bir konu kendi dallarında bu akademik olabilir,iş dünyası olabilir, önemli isimleri ilçemizde ağırlamak, görüş ve düşüncelerini ilk ağızdan sizlere duyurmak . Bu temelde Geçtiğimiz süreçte özellikle Derneğimiz üyeleri bilirler ki, Dardanel Aş. Yönetim Kurulu başkanı Sayın Niyazi ÖNEN, Kayseri sanayi odası başkanı Boydak Holding Yönetim kurulu Başkanı Sayın Mustafa BOYDAK, ve tabi ki kendisini tanımaktan onur, üyelerimizle buluşmaktan da gurur duyduğumuz o zamanın TÜSİAD başkanı sayın Ömer SABANCI, beyefendi konuklarımız arasındaydı.
Değerli konuklar bu gün yine çok önemli bir isim ile beraberiz.Davetimizi kırmayarak bizleri onurlandıran bir çoğumuzun yazılı ve görsel medyadan da tanıdığı Marmara üniversitesi İşletme bölüm başkanı Prof. Dr. Osman ALTUĞ aramızda , kendisine huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyor hoş geldiniz diyorum.Sayın hocamla telefonda konuşurken kendisine projeksiyon cihazı gerekliyse hazırlayabiliriz demiştim. Kendisi bana, başkan görüntüye gerek yok ben sözlerle anlatmayı tercih ederim. Bana seyyar müezzin derler demişti. Bu yüzden sadece mikrofonumuz ve hocam olacak. Evet ben sözü daha fazla uzatmayayım inanın bu salonu dolduran BİSİAD üyeleri, Biga Esnafı, Çiftçi temsilcileri, ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencileri benden çok sizi dinlemek için burada ‘ diyerek sözü,
Prof Dr. Osman ALTUĞ’ a bıraktı.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü Başkanı Prof. Dr. Osman Altuğ, ekonominin iki boyutu olduğunu, birincisinin üretim olduğunu ve metre, kilo gibi somut kavramlara dayandığını, ikincisinin de soyut olan parasal bölümü olduğunu söyledi. "Asıl olan üretmektir ve asıl olan adam gibi üretip, paylaşmaktır" diyen Prof. Altuğ, şunları kaydetti: "Türkiye üretimi göz ardı etmiş üçkağıt ekonomisine teslim olmuştur. Demokrasi paraokrasi olmuştur. Üçkağıt ekonomisi siyaseti finanse etmektedir. Ekonominin üretim yanıyla uğraşmak zordur. Dünyada üç güzel ses vardır. Su sesi, para sesi, kadın sesi. Ama en önemli ses makine sesidir. İşi olan bireye saygı da fazla olur. Tercihimiz üretim olmalıdır. 12 Aralık 1999 tarihinde güçlü ekonomiye geçişte kullanılan model kurları düşük tutma modelidir ki yanlıştır. Üretmeden büyüyen bir ülkeden söz edemezsiniz. Ülkede büyüme ekonomik anlamda değil, borç anlamındadır. ’Dostum olacağına ortağım ol, düşmanım olacağına müşterim ol’ mantığı hakimdir. İthal mallarla yerli malların rekabet etme şansı yoktur. Bu nedenle ithal mallarla rekabet edemeyen bir kesim oluştu. Türkiye’nin her tarafını alışveriş merkezleri sardı. Artık esnaf demiyorlar, kobi diyorlar, neden? Utanıyorlar. Düşük kur yüksek faiz modeli için dövize ihtiyacınız var. Türkiye’de ki sıcak para 80 milyar dolar, döviz rezervi de 80 milyar dolar. ABD’de döviz rezervi 70-75 milyar dolar. Döviz rezervinin yüksekliği itibarı düşürür. Ayrıca, Türkiye’nin ekonomisi borsada kazandıran dünyanın 4. büyük ekonomisidir. Yollarda otomobiller değil kamyonlar dolaşmalı, kamyon demek üretim demektir".
Finansın altın kuralının "Paranın yolunu izle gerçeğe ulaş" olduğunu belirten Altuğ, "Kan ekonomide sadece paradır. Bütçe açık, ödemeler açık, bankanın ve hazinenin pozisyonları açık, ekonomiye önden bakıyorsun açık, arkadan bakıyorsun açık. Nasıl bir ekonomi bu? Bu striptiz ekonomisidir. Ülkeyi yönetmek orkestrayı yönetmek gibidir. Türkiye’yi yönetenlerin en büyük hatası orkestraya önlerini değil, arkalarını dönmeleridir" diye konuştu.